Beymen mağazaları yeni yılı “Let’s Play!” kampanyasıyla karşılıyor

Yaratıcı kampanyaları ve göz alıcı yılbaşı vitrinleriyle her yıl şehri yeni yıl coşkusuyla kuşatan Beymen, 2024’e sayılı günler kala “Let’s Play!” kampanyasıyla unutulmaz bir yılbaşı dönemini daha başlatıyor. Her yaşta oyunu hayatın merkezine almanın ve oyunun bir parçası olmanın önemini vurgulayan kampanya dahilinde dikkat çekici vitrin ve mağaza dekorları yılbaşı ruhunu tüm ihtişamıyla yansıtırken mağazalarda lezzet dolu ikramlar ve eğlenceli sürprizlerle renklenen yılbaşı etkinlikleri düzenleniyor. Beymen Grup Mimari Projeler, İnşaat ve Görsel Düzenlemeler Direktörü Gül Okten, kampanya detayları ve yaptığı işin incelikleriyle ilgili sorularımızı yanıtladı.

Yazı: Afife Selen Selçuk

Gül Okten, Beymen Grup Mimari Projeler, İnşaat ve Görsel Düzenlemeler Direktörü

Beymen yılbaşı dekor ve vitrininde bu yıl bizi hangi sürprizler bekliyor?

Bu sene Beymen mağazalarında, misafirlerimizi ‘Let’s Play’ sloganıyla yola çıktığımız sirk konseptimizle karşılıyoruz. Beymen’in büyülü ve eğlenceli dünyasını modern ve ilham verici bir şekilde sunmak istedik. Vitrin tasarımlarımıza ek olarak, her mağazamızda farklı bir deneyim sunuyoruz. Beymen İstinyePark’ta vitrinde canlandırdığımız sirk geçidini, Beymen Zorlu Center’da tüm iç mekânın panayır rotasındaki sürprizli dünyasını Beymen Suadiye’de ise, ışıklar içindeki büyüleyici bahçemizi deneyimleyebilirsiniz. Bunlara ek olarak, etkinlik günlerinde müzik eşliğinde mağaza içinde akrobatlar ve jonglörlerle özel sürprizler de olacak.

“Let’s Play” konsepti size nasıl ilham verdi? Kampanyanın temel mesajlarını ve enerjisini en iyi şekilde yansıtabilmek için hangi mimari ve dekoratif unsurları kullandınız?

Beymen’de genç, yaratıcı, harika bir görsel tasarım ve görsel düzenleme ekibimiz var. Ekibimiz ile tasarımları geliştirirken amacımız, sirk dünyasının zamansız cazibesini modern ve büyüleyici bir şekilde canlandırmaktı. Tasarım yöneticimiz Beyza Demir Çengelci ile ‘Let’s Play’ sloganından aldığımız ilhamla, mağazayı bir panayır alanı olarak ele almaya karar verdik. Bu fikirden yola çıkarak tekrarlamayan, birbirini tamamlayan, her alanda farklı bir deneyimi öne çıkardığımız bir hikaye serisi yarattık. Cephede yaptığımız çalışmalar ve vitrinimizle mağazaya davet ettiğimiz müşteri deneyimini, mağaza içinde de devam ettiriyoruz. Hazırladığımız harita üzerinden ya da mağazada kullandığımız renkli aydınlatmalarımız ile takip edilebilecek bir rotada müşterilerimizi heyecan dolu bir yolculuğa çıkarıyoruz. Enstalasyonlarımızda her bir kurgu, yılbaşı ruhuna katkıda bulunarak mağaza içinde canlı bir şölene dönüşüyor. El yapımı mankenler ve objelerle, ışık oyunlarıyla ve eğlenceli temamızla, müşterilerimize Beymen’in yılbaşı ruhunu en güzel şekilde yaşatıyoruz.

“Enstalasyonlarımızda her bir kurgu, yılbaşı ruhuna katkıda bulunarak mağaza içinde canlı bir şölene dönüşüyor.”

Mağaza içi atmosferde hangi renkler, desenler ve malzemeler ön planda?

Tasarımlarımızda sirk ve yılbaşı denince akla gelen en çekici renk olan kırmızı ve enerji verici etkisiyle bilinen turuncu rengi ön plana çıkardık. Akrobatların kıyafetlerinden ilham alarak kullandığımız elmas kesim dörtgen geometriyi ise üç boyutlu hale getirerek, bazen vitrin duvarlarımızda bazen de mağaza içinde yönlendirme elemanı olarak tasarımlarımıza ekledik.

Sanatçılar da bu heyecana ortak oluyor. Bu sanatçılarla işbirliği yaparken nelere dikkat ettiniz ve ortaya çıkan eserlerle ilgili ne söylemek istersiniz?

Özellikle son dönemde yeni açtığımız mağazalarımızda sanatçılarla özel çalışmalar yürütüyoruz. Bu projemizde de kendi tasarladığımız alanlara ek olarak, sanatçılardan “Let’s Play” teması ile uyumlu Beymen’den aldıkları ilhamla tasarladıkları ağaçları mağazalarımızda sergilemek istedik. Zorlu Center’da bulunan Beymen mağazamızda Göksu Gül’ün, Suadiye mağazamızda ise Aslı Şarman’ın bize özel tasarladığı ağaçları görebilirsiniz. Her ikisi de temamızı destekleyen, eğlenceli ve yaratıcı tasarımlar oldu.

“Sanatçılar ve eserlerle kurduğum bağlar hem mimari hem görsel projelerin gelişiminde bana yol gösteriyor.”

Kariyer hikayenizden bahsedebilir misiniz? Yaptığınız işi nasıl tanımlıyorsunuz? Sizi tasarımın bu koluna iten şey neydi?

ODTÜ Mimarlık Bölümü’nden mezun olduktan sonra, modaya olan tutkumu mesleğimle bir arada sürdürmenin yollarını arıyordum. Bu fikirle MSGSÜ’de iç mimarlık alanında yüksek lisans tezimi, moda ve iç mekân tasarımı üzerine geliştirdim. Bu iki disiplini hem kavramsal hem fiziki dünyada buluşturan alanlara yoğunlaştım. Yaratıcı mağazacılık serüvenim o yıllarda başladı. Çok şanslıyım ki, 10 yıl gibi uzun bir süredir Beymen gibi ilham veren, yaratıcılığa açık, öncü ve cesur bir ortamda hem mimari proje süreçlerini hem de görsel tasarım ve düzenleme süreçlerini yönetiyorum.

Nelerden ilham alırsınız?

İlham çok farklı yerlerden gelebilir. Bazen bir insan, bazen bir bina, bazen de bir doğa olayı bana ilham verebilir. Ancak son dönemlerde, sanat benim hayatıma yön veren en önemli alanlardan biri diyebilirim. Bir süredir aldığım küratörlük eğitimleri ile bu alandaki deneyim ve bilgimi geliştirmeye çalışıyorum. İçine daldıkça derinleşen bir dünya. Sanatçılar ve eserlerle kurduğum bağlar hem mimari hem görsel projelerin gelişiminde bazen bana yol gösteriyor.

“Bu işin en keyifli yanlarından biri, ekibimle uyumla birlikte yürüyebilmek, birbirimize katkı sağlamak ve sonuçları hep birlikte kutlamak.”

İşinizin size en fazla keyif veren ve sizi en zorlayan yönleri neler?

Her anından keyif alıyorum desem… Oldukça yoğun gündemle sürekli üreterek ve zamanla yarışarak çalışıyoruz. Stresli olduğu kadar, beni sürekli yeni yollar bulmaya zorlayan, yaratıcılığımı körükleyen müthiş bir deneyim yaşıyorum. Yaptığımız işlerin fonksiyonel yönlerinin ötesinde insana dokunan, hayatları şekillendiren, yenilikler sunan, ilham veren bir haline odaklanıyorum. Bu işin en keyifli yanlarından biri de güçlü ekip çalışması; ekibimle uyumla birlikte yürüyebilmek, birbirimize katkı sağlamak ve sonuçları hep birlikte kutlamak.

Perakende sektörünün yaratıcı ayağında yükselmek isteyen meslektaşlarınıza neler önerirsiniz?

Mutlaka gözlem. Sadece gördüğünüz obje, bina, mekân, tasarım elemanlarını değil, deneyimleri, insanları, doğayı gözlemlemek. Perakende çok dinamik bir alan, hızlı düşünebilmeyi, analiz yapabilmeyi ve atak harekete geçmeyi gerektiriyor. Bu alanlarda da kendilerini geliştirmelerini tavsiye ederim.

Back to site top