1987’de Prizker Mimarlık Ödülü’nü alan Kenzo Tange, ödüllerdeki Amerikan egemenliğini sarsacak Japon devrimini müjdeleyen bir kapı açmış, yıllar içinde arkasından 5 vatandaşı daha gelmişti. Mimar Shigeru Ban bu yıl Pritzker klanına kabul edilen 7. Japon vatandaşı olarak tarihe geçti.
Çevreci ve aktivistlere göre bunun için geç bile kalınmıştı. Mimariyi elitist, maddiyat güdümlü, sembol yaratma odaklı çevrelerden koparıp, “temel ihtiyaç” işlevine odaklanan ve bu amaçla dünyada hangi ülke doğal felaketle boğuşuyorsa, kimin barınmaya ihtiyacı varsa oraya koşan; bulunabilecek en kolay ve ucuz malzemelerle fakir, felaketten zarar görmüş insanlara öncelikle sığınak, daha sonra tapınak ve sosyalleşme alanları yaratan bir insan o… Tam bir zihni sinir. 1999 depreminden sonra Türkiye’deki depremzedeler için de geçici barınaklar tasarlamış ve uygulatmıştı Shigeru Ban.
56 yaşındaki mimarın Tokyo, Paris ve New York’ta ofisleri bulunuyor. Ödülü aldığı kendisine söylendiğinde verdiği tepki kendisinden beklendiği üzere mütevazı bir uslup içeriyor:
“Bu ödül, yaptığım işi her geçen gün geliştirerek ve büyüterek yapmaya devam etmem için beni motive etti.”
Ahşap ve kağıt en sık kullandığı malzemeler olduğu için adı medyada bu malzemlelerle anılıyor. Karton borulardan konser salonu, kilise ve barınaklar, ahşap taşıyıcı sistemi olan 7 katlı ofis binası, ahşap şeritlerden müze inşa etmiş bir mimardan bahsediyoruz. Küçükken marangoz olmak istediğini her fırsatta tekrarlayan Ban, dünya sahnesinde Almanya Hannover’deki Expo 2000 fuarı için Japonya adına tasarladığı kağıttan pavyonla parladı. Oysa o yıla kadar dünyanın pek çok yerinde kağıttan sığınaklar, sosyal alanlar yapmıştı bile… Günümüzde mimarlık çevrelerinin pek de alışık olmadığı aktivist duruşu ve bir mimardan çok mücitten beklenecek strüktür tasarımlarıyla öne çıkıyor.