Bir illüstratör, bir mimar, iki şehir ve bir sürü kedi: Cat York City vs Öz Cat City

New York ve İstanbul arasında gidip gelen bir yokluk hikâyesi bu. Sokak kedisi bol şehirlerin insanlarını kedisiz bir şehre koyarsanız ne olur’un cevabı… Çocukluğu İzmir’de kediler içinde gecen illüstratör ve tasarımcı Sadi Tekin, üniversite eğitimini almak üzere İstanbul’a gittiğinde kendini Kuzguncuk’ta yine kediler arasında bulmuş. Kediler sevmiş, kediler çizmiş.

Bundan yaklaşık 4 sene evvel New York’a taşındığında ise ilk fark ettiği şey; şehirde hiç kedi olmadığıymış. Bir süre sadece kendisi için kediler çizen Sadi Tekin, daha sonra şehri komple kediye çevirmeye karar vermiş. İşte Cat York City projesi böyle ortaya çıkmış. Sadi Tekin’in Cat York City illüstrasyonlarına buradan ulaşabilirsiniz.

Ardından bu proje İstanbul’da sokak hayvanlarının korunmasına ilham kaynağı olmuş. Gonca Atasayan bir mimar. Olduğu günden beridir de İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor. Beşiktaş Stadı’nın yenileme projesinde görev aldığı günlerden bir gün Fikret ve Bilic’le karşılaşmış, kedi olanlarla… Karşılaşma, Sadi’nin Cat York City projesini tamamladığı günlere tekabül ediyor. Kedi şehri ilhamını bu projeden alan Atasayan, soğukların da başlamasıyla; XPS (halk dilinde strafor), bilimum yalıtım malzemeleri ve şantiyeden kaçırabildikleriyle kedilere yuva yapmaya başlamış. Sonra da tabiri caizse ışığı gören gelmiş… Cat City ve Öz Cat City evleri halen Beşiktaş Stadı şantiyesindeki kedilere ev sahipliği yapıyor.