Pera’yı yeniden düşünmek: İpera 25
Mimar Ahmet Alataş‘ın imzasını taşıyan İpera 25, İstanbul Galata’da semt dokusuna yeni bir önerme olarak öne çıkıyor.
Koruma altındaki tarihi Galata bölgesinde yer alan ipera 25 projesinde tasarımımızı hazırlarken mevcut mimari dokuya saygılı, altyapıyı, çevre şartlarını, iklimi ve güneş hareketlerini, bölgenin gelişen yeni sosyo ekonomik yapısını dikkate alarak mimarinin bilinen problemlerine günümüzün teknolojik imkanlarını kullanarak yeni yanıtlar arama çabamızı sürdürdük.
Galata koruma (sit) bölgelesinde yer alan mevcut tarihi binalar birkaç yüz senelik bir dönem içerisinde farklı mimari dönem ve akımların etkisinde kalarak inşa edilmiş yapılar olarak karşımıza çıkıyorlar. Bölgeye ilave olarak inşaa edilecek yeni yapıların da inşaa edildikleri dönemlerin mimari özelliklerini taşıyan özgün mimari eserler olarak tasarlanmaları, mevcut mimari örneklerin taklitleri, kötü kopyaları olmaları yerine onlarla rekabete girmeden yan yana yer almaları gerektiğine inanıyorum.
Dünyada modern korumacılık anlayışının kabullerine uygun şekilde projemizi değerlendiren ve yapılmasını olanaklı kılan anıtlarkurulu başkanı sayın profesör Mete Tapan’a ve kurulun diğer üyelerine teşekkür etmek istiyorum. Biz, mimari ofisimiz, yatırımcımız bu anlamda takım olarak Türkiye için yeni olan bir korumacılık anlayışının Galata’daki ilk örneğinin projesini hazırlarken beraberinde taşıdığımız sorumluluğun ve ne kadar titiz olmamız gerektiğinin bilincindeyiz.
Yapımız çok dar olan tatarbeyi sokakta daha fazla ışık ve hava almak için üst katlarda geriye doğru yatarak sokağın ve dairelerimizin daha fazla aydınlanmasını ve nefes almasını sağlıyor.
Dış görünüşü ile kapıları pencereleri balkonları olan bir binadan daha çok bir bütün olarak algılanan dış kütle tasarım sürecinde Osmanlı’dan bu güne kadar ki rum ve türk mimarisinin yeni bir yorumu olarak ele alındı.
Ön ve arka cephelerimiz zeminden tavana kadar kesintisiz cam cepheleri ile dairelerimizin sınırlarının sokağın karşı tarafındaki binalara kadar genişlemelerini sağlarken cam cephelerin dışında binayı saran geçirgen kabuk sayesinde hem güneş kontrolünü hemde konutların içerisindeki özel hayatın korunmasını sağlıyoruz.
Dış cephedeki kırıklıklar ve yüzey farklılıkları bölgedeki mimari yapıların genelinden daha geniş bir cepheye sahip olan yapımızın çevreye uyum göstermesini sağlayan çevre yapıların cumbalarının çağdaş bir yorumu olarak şekillendi.
Yapının içerisinde bütün konutları en iyi şekilde ışık ve hava alacak şekilde her biri ön ve arka cepheli ve tek hacimli olarak tasarlamaya dikkat ettik, fonksyonları ayıran yapı elemanlarını ihtiyaçlara göre ileride kolaylıkla yerlerini değiştirilebilecek esnekliğe sahip olacak şekilde projelendirdik.
Umarim ki bu projenin ilk tasarım eskizinden inşaatının bitimine kadar kendini gösteren arayışlarımızı – özgün olmak, serbestlik, sınırsızlık, şeffaflık, esneklik – bir araya getiren hümanist ve teknolojik vizyon beğeni kazanır ve Galata’nın bundan sonraki geleceği biz mimarlar tarafından şekillendirilirken yol gösterici olur.
Dipl.Ing. Architekt Ahmet Alataş