RÖPORTAJ: BRIGITTE WEBER

“Fonksiyonel bir yapı doğru mimarinin ilk adımıdır” Brigitte Weber

Maison Française: Yaklaşık 20 yıldır İstanbul’da yaşıyorsunuz. İstanbul silüeti bu şehre ilk geldiğiniz yıllardan günümüze kadar nasıl değişiklik gösterdi?

Brigitte Weber: Le Courbusier İstanbul’a ilk geldiğinde bu şehir için tek bir kelime söyledi: Silüetler. İstanbul her zaman silüetlerle yaşayan bir şehirdi. Klasik anlamında minareler ve camiler var. Bu tür klasikleşmiş İstanbul siluetleri her zaman ön plandaydı çünkü yüksek binalar yoktu. Benim geldiğim senelerde Maslak’ta yüksek ofis binaları inşa ediliyordu. Binalar en fazla 10 katlıydı. 10 sene önce Türkiye bambaşka bir safhaya geçti. Mimari konuda, inşaat konusunda, yatırım konusunda ve genel yaklaşım konusunda. Bütün bu gelişme içinde şehrin silüeti de değişti. Yavaş yavaş yüksek binalar var olmaya başladı ve bu süreç aynı şekilde devam ediyor.

MF: Her ülkenin zaman içinde gelişen yerel mimari çözümleri vardır. Örneğin Norveç’te hayatı kolaylaştıran mimari bir fikir İtalya’da aynı sonucu vermeyebilir. Bu anlamda Avusturya ve İstanbul’u karşılaştırmak mümkün mü?
B. Weber: Her ülkenin farklı bir iklimi var. Bu faktör mimari çözümleri de çok etkiliyor. Avusturya’nın iklimi ile İstanbul’un iklimi çok ayrı. Geçmiş zamanlarda insanlar yapılarını iklim ve çevre koşullarına göre tasarladılar. İlginç bir durum var. İstanbul değil ama Karadeniz’deki evlerin Avusturya’daki evlere çok benzediklerini görüyoruz. Çünkü doğa ve hava şartları birbirine çok benziyor. O nedenle yaklaşımlar da aynı olabiliyor. Maalesef modern mimarlıkta bu yaklaşımdan çok uzaklaşıyoruz. Teknoloji bize bu yolu açıyor. İklimlendirme şu an bizim için bir problem değil ama ileride olacak. Bilinçli tasarımcılar olarak planladığımız binalarda ihtiyaç duyulacak teknolojiyi minimuma indirmeye çalışıyoruz.

MF: İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye’yi etkisi altına alan dikey yapılaşma süreci hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu durumun önümüzdeki 10-20 yıl içinde ne gibi sonuçları olmasını bekleyebiliriz?
B. Weber: İstanbul Türkiye için her zaman bir örnek. Fikirler hep burada doğar çünkü finansal potansiyel burada. İstanbul için geçerli olan fikirler Türkiye’nin başka bir bölgesinde doğru olmayabilir. Dikey yapılaşma pozitif bir şey olarak görülebilir. Yatay vaziyette bir bina yapıyorsanız elinizde hiç yeşil alan kalmayabilir. Fakat aynı araziye, aynı metrekarede bir gökdelen yapmak zeminde kalan araziyi park olarak değerlendirme imkânı sağlar. Ama gökdelen yapılıp geriye kalan alan da yatayda doldurulunca gökdelenin hiçbir anlamı kalmıyor. İhtiyaca göre değil, araziye göre bina yapılıyor.

MF: İmzanızı taşıyan projelerde işlevsel yaklaşımlar görüyoruz. Bu işlevsel yaklaşımların estetik kaygıları doğurduğu oluyor mu?
B. Weber: Biz sadece sanatçı değiliz, insanlara bir hizmet sunuyoruz. Bizim yaptığımız binaların içinde çalışan, yaşayan insanlar için sosyal bir sorumluluğumuz var. Orada çalışan insanın çalışma ortamını, ışığını, ısısını, renklerini, psikolojik durumunu bilmek ve doğru değerlendirmek zorundayız. O nedenle fonksiyon bizim için bütün sosyal beklentileri bir araya getirmek, doğru bir konsept yaratmak demek. Fonksiyonel bir bina doğru mimari için ilk adımdır.

MF: Kavuklar Gayrimenkul Geliştirme Şirketi’nin İzmir’de hayata geçirdiği Ege Suits projesinin iç mimarisini üstlendiniz. Bu projeye evet deme sebepleriniz nelerdi?
B. Weber: Kavuklar ailesinin “Biz ve komşularımız için özel bir proje olacak” demesi bize heyecan verdi. Bu proje daha inşaat başlamadan önce bize geldi. Biz de daha önce İzmir’de hiç iş yapmadık. O güne kadar sadece İstanbul’da çalıştık ve İzmir’de çok büyük iş potansiyeli gördük. Aynı zamanda projenin mimarı Tago Mimarlık ile daha önce de beraber çalışma fırsatı bulmuştuk. Bu tanışıklık da kararımızda etkili oldu.

MF: Ege Suits 60 rezidans daireden oluşuyor, siz de bu daireler için 4 farklı yaşam stili kurguladınız. Bu yaşam stillerinden bahseder misiniz?
B. Weber: Gençleri de kalabalık aileleri de memnun edecek çözümler üzerine gittik. Bazı insanlar klasik mobilya seviyorlar, bazı insanlar modern tarzı tercih ediyor. O nedenle evleri insanların kendilerini özel
hissetmeleri için bireysel hale getirmek gerektiğini düşünerek 4 farklı stilde tasarladık. Bireysel yaklaşıma açık bir seçenek sunduk.

MF: Ege Suits projesinin hedef kitlesi kimlerdir? Konut sahibi olmak isteyen İzmirliler neden bu projeyi tercih etmeli?
B. Weber: Güvenli bir yatırımcımız var, bu benim için önemli. Ev satın alırken zeminin güvenliliğini de göz önünde bulundurmak gerekli, doğru bir inşaat yapılmış olması gerekli. Kavuklar Gayrimenkul Geliştirme Grubu’nu inşaatta da takip edip gördüğümüz için doğru inşaat ve doğru uygulamaları yaptığını biliyoruz. Bence Ege Suits’te çok güncel ve mimari bir yaklaşım var. Projenin önü açık ve düzenli bir arazide olması da burada konut sahibi olmak isteme nedenlerinden biri. 

www.egesuits.com

Maison Française Haziran 2014

Yapım: Gökçe Burdurlu Cömert

Back to site top